Dijital Biz Dergisi | Özel Röportaj

 

Dr. Ömer Fatih SAYAN

T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı

Bakan Yardımcısı

Ocak 2021

 

GÜVENLE 2023’E! 2020-2023 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı

 

Ülkemizin dijital sınırlarında 2023 vizyonu: Siber güvenlik emin ellerde

 

Ülkemizde bilgi ve iletişim sektöründe çok önemli tecrübeleriniz var. İşin mutfağından geldiğinizi, sektörde düzenleyici kurum olan BTK’da Kurul üyesi ve sonrasında Kurul Başkanı olarak uzun süre görev yaptığınızı biliyoruz. Şimdi ise sektörde politika belirleyici önemli bir görevdesiniz. Tecrübelerinizi bizimle paylaşır mısınız? Sayısal toplum olma yolunda neredeyiz? Değerlendirmelerinizi almak isteriz.

 

Çok değil 30-35 yıl önce insanlara bir gün gelecek dünyadaki insanların büyük bir kısmı bir haberleşme ağına bağlanacak, herkesin elinde mevcut süper bilgisayarlardan yüzlerce kat daha güçlü ve hızlı birer cihaz olacak ve gündelik hayattaki pek çok aktivite bu haberleşme ağından yapılacak denilse insanlar güler geçer ve bilim kurgu hikâyesi derlerdi. O gün bilim kurgu olarak görülen şeyler zaman içinde fark ettirmeden hayatımızın kanıksanmış birer gerçeği oldu. Bugün çoğu kişi bilgisayarsız, cep telefonsuz ve internetsiz bir hayat hayal edemez hale geldi. Üstelik teknolojik ilerleme hız kesmeden hatta tam tersine hızlanarak yoluna devam ediyor.

Aynı zamanda makine öğrenmesi ve yapay zekâ uygulamalarının giderek artan oranda kullanıldığı bir çağdayız. Son zamanlarda sayısal dönüşüm kavramını sıklıkla duyar olduk. Aslında bu kavram, mobil haberleşme ve genişbant internet teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişimin sonucu olarak, yapay zekâ, bulut bilişim, robotik teknolojiler gibi birçok teknoloji ve uygulamaların günlük hayatımızda meydana getirdiği değişimi ifade ediyor.

Teknoloji alanında yaşanan hızlı gelişmeler ile gerek bireysel gerekse kurumsal olarak hepimiz için sosyal yaşam ve iş görme şekillerimiz değişiyor. Kişisel olarak sahip olduğumuz teknolojik imkanların, aldığımız hizmetlere de yansımasını bekliyor ve her alanda sayısal dönüşümü talep eder durumda oluyoruz.

Covid pandemi sürecinde de fiziksel mesafeyi artırırken, bilgi ve iletişim teknolojileri sayesinde sanal ortamda mesafeleri kapatıyor, sevdiklerimizle hasret gideriyor, eğitimlerimizi alıyor, toplantılarımızı yapıyoruz. İhtiyaçlarımızı e-ticaret sitelerinden gideriyor, posta ve kargo sektöründe çalışanlar sayesinde alışverişimiz kapımıza geliyor, posta ve kargo çalışanları adeta elimiz ayağımız oluyorlar.

Hayatımızın bu süreçte devamlılığını sağlayan aslında bilgi ve iletişim altyapısı ve teknolojilerine bugüne kadar yapmış olduğumuz doğru ve güçlü yatırımlar.

Şunu memnuniyetle ifade etmek isterim ki ülkemiz gerek sabit, gerekse mobil ve uydu haberleşme altyapısına yapmış olduğu güçlü yatırımlar ile bugün sayısal dönüşümde çok önemli mesafe katetmiştir. Hepimiz biliyoruz, alternatif teknolojilerle donatılmış güçlü bir haberleşme altyapısı sayısal dönüşümün temel unsuru.

Bilgi ve iletişim altyapılarının çeşitliliği ve kapasitesi ülkeler için zenginlik ve refah meselesi. Karada, denizde, havada ve uzayda alternatif iletişim altyapıları ülkelerin gücüne güç katıyor. Elektronik haberleşme altyapılarımızın gelişmesi yönünde de yatırımlarımız hız kesmeden devam ediyor. Türkiye’de de bilgi ve iletişim teknolojilerinde teknolojik ilerlemeyi yakından takip ediyoruz. Sektör son on yılda daha iyi bir noktaya geldi. 2010 yılı sonunda yaklaşık 459 olan yetkilendirilmiş işletmeci sayımız 2020 yılına geldiğimizde 817’ye ulaşmış durumdadır. Bu rakam da geçtiğimiz son 10 yılda yaklaşık olarak %80’lik bir artışa tekabül etmektedir.

Sektörde faaliyet gösteren işletmecilerimizin net satış gelirlerine baktığımızda 2010 yılı sonunda yaklaşık 24 milyar ₺ iken içinde bulunduğumuz yıl itibari ile son çeyrek hariç yaklaşık olarak 56 milyar ₺ olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Son 10 yılda %100 den fazla yaşanan net satış gelirindeki bu artış bir hayli dikkat çekici. Yine aynı şekilde işletmecilerimizin 2010 yılındaki toplam yatırım miktarına bakacak olursak, yaklaşık 5 milyar ₺ seviyelerindeyken geçtiğimiz 10 yılın sonunda ulaştığımız rakam 2020 yılı son çeyrek haricinde 11 milyar ₺’ye yaklaşmış durumdadır. %100’den fazla yaşanan bu artış göz önünde bulundurulduğunda yatırım alanına yapılan katkıların ne denli önemsendiği görülmektedir.

Tüm bunlara ek olarak sabit ve mobil işletmecilerin oluşturduğu toplam trafik miktarına baktığımızda, 2010 yılı sonunda 149 milyar dakikayı geçen bir trafik görüyoruz. Bu trafiğin yaklaşık %84’ünü mobil trafik oluşturmaktaydı. 2020 yılına gelindiğinde ise içinde bulunduğumuz yılın son çeyreği hariç yaklaşık 224 milyar dakikalık bir trafikten bahsetmek mümkündür. Toplam trafiğin yaklaşık %98’ini ise mobil trafiğin oluşturduğu ve geçen 10 yılın ardından mobil trafikte oluşan artışın dikkat çekici olduğunu söyleyebiliriz.

Öte yandan, son on yılda internet hizmetlerinde de büyük gelişme yaşandı. Ülkemizde, 2010 yılı başında 9 milyon olan toplam genişbant internet abone sayımız geçen on yıllık süreçte dokuz kat artarak ve bugün toplam nüfusumuza yaklaşarak 81 milyonu buldu. Bu süreçteki yıllık ortalama artış ise %25’ler seviyesinde gerçekleşti. Mobil genişbant internet hizmeti 2009 yılı Temmuz ayında başladığı için 2010 yılı başındaki dokuz milyon abonenin büyük çoğunluğu sabit genişbant abonesi olup, bugün geldiğimiz noktada ise 81 milyon genişbant internet abonesinin 65 milyon gibi büyük çoğunluğunun mobil genişbant abonesinden oluştuğunu vurgulamak isterim.

Mobil genişbant ile aynı döneme denk gelen ve 2010 yılında başlayan fiber internet hizmeti özellikle son yıllarda hızlanarak bugün itibarıyla 3,7 milyon aboneyi geçerek, son üç yıldaki toplam artış oranı ise %70’i aştı. Ayrıca kullanıcılara yüksek hızlı internet imkânı sunan xDSL ve kablo internet gibi teknolojilerle hizmet alan abone sayısı da son üç yılda %30 dolayında artarak 12,1 milyona ulaşmıştır. Son dönemde yakalanmış olan bu artış trendini daha da ivmelendirmek için bilgi toplumu hedefleri çerçevesinde 2023 yılında fiber abone sayısını 10 milyon seviyesine çıkarmanın yanında tüm hanelere 100 Mbit/sn hızda internet hizmeti sunma hedefi kapsamında çalışmalar sürdürülmektedir.

Abone sayımızdaki bu gelişimle birlikte altyapı da aynı şekilde gelişim göstermiş ve 2010 yılı başlangıcında 130 bin km seviyesinde olan fiber uzunluğumuz geçen on yıllık süreçte 3 katından fazla artarak bugün 413 bin km’yi aşmıştır.

Abone sayısı ve altyapıdaki bu gelişmeler internet hızlarının artışına da önemli katkı yaparak; sabit genişbant abonelerde 2013 yılındaki abonelerin %71’i 4-10 Mbit/sn hız seviyesinde internet hizmeti alırken, bugün itibarıyla abonelerin yaklaşık %69’u 10-30 Mbit/sn ve %9’u ise 30-100 Mbit/sn hızında internet hizmeti almaktadır.

Özellikle fiber altyapının önemli katkısıyla bant genişliğindeki artışlar hız artışının yanında kullanım miktarlarına da yansımış olup, son on yılda internette sabit abonelerin aylık kullanımı yaklaşık 13 kat artmıştır. 2020 yılının ikinci çeyreğinde, pandemi şartlarının da etkili olması nedeniyle abone başına kullanım miktarı ise yaklaşık sabitte 172 GB’a ve mobilde 8,7 GB’a ulaşmıştır.

Sayısal teknolojilerdeki ilerleme mobile haberleşmeyi de ön plana çıkardığı hepimizin malumu. Ülkemiz son on yılda bu alanda da önemli yol katetmiştir. 2010 yılında 61,8 milyon mobil abone bulunmakta olup, bu abonelerin 19,4 milyon adedi bir önceki yıl hizmete giren 3G hizmetinden yararlanan abonelerdir. Toplam ve 3G abone sayısı 4,5G hizmeti hayata geçene kadar hızla artmış olup, 2015 sonunda toplam abone sayısı 73,6 milyona ulaşırken bu sayının 64,3 milyonu 3G abonesi olmuştur. 2016 yılı içerisinde 4,5G hizmetinin hayata geçmesiyle 3G’de gerçekleşen durumun aynısı 4,5G’de de gerçekleşmiş olup, 4,5G hizmeti de aynen 3G hizmeti gibi çok hızlı benimsenmiş ve sadece bir yıl sonunda 77,9 milyon kişiye ulaşan abonelerin 64,6 milyonu 4,5G abonesi olmuştur. Abone sayısı 2020 yılının 2. çeyreği itibariyle toplam 81,7 milyona ulaşmış olup, bu abonelerin 4,5 milyonu 3G, 75,4 milyonu ise 4,5G abonesidir.

Aynı dönemlere trafik açısından bakıldığında mobil işletmecilerce 2010 yılı sonunda 125,8 milyar dakika trafik oluşturulduğu, bu trafik miktarının 4,5G’nin hayata geçtiği 2016 yılı sonunda 240,7 milyar dakikaya ulaştığı, 2020 yılının ilk iki çeyreğinde ise toplamda 140,7 milyar dakika trafikle sene sonu beklentisinin 280 milyar dakikanın üzerinde olduğu görülmektedir.

Trafik miktarı artarken ortalama ücretler düşerek, 2008 yılından sonra yapılan tarife düzenlemeleri ve mobil numara taşınabilirliğinin etkisiyle oluşan rekabet ortamı bu sürecin temel ivmelendiricisi olmuştur. 2010 yılında sabit ücretler dâhil dakika başına ortalama konuşma ücreti 8,6 kuruş seviyesinde iken 2020 yılı ikinci çeyrek itibarıyla bir kuruşa gerilemiştir. Yönlere doğru ortalama ücretlerin tamamında düşme görülmektedir. 2010 yılında ortalama şebeke dışı görüşme ücreti 7,3 Kr/dk iken 2020 yılı ikinci çeyreğinde bu rakam ise 0,9 Kr/dk’ya gerilemiştir.

Özetle, Türkiye sayısallaşma alanında geçtiğimiz yıllarda önemli bir yol aldı. Yeterli mi? Tabi ki değil. Zira teknolojik ilerlemenin hızına yetişmek dünyadaki tüm ülkeler için ciddi bir sınav. Önümüzdeki dönemde artırılmış gerçeklik, yapay zekâ uygulamaları gibi hızla gelişmekte olan sayısal teknolojiler yeni nesil mobil haberleşme teknolojileriyle bütünleşerek hayatımızı tüm tahminlerimizin ötesinde değiştirmeye adaydır. Şüphesiz vatandaşlarımızın yeni ortaya çıkan teknolojilerle en kısa zamanda buluşmasını sağlamak için şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da elimizden geleni yapacağız.

Bakanlık olarak bilgi ve iletişim sektöründe 2023 hedeflerini, politikalarınızı ve öngörülerinizi almak isteriz. Neler söylemek isterseniz?

Bilgi ve iletişim sektöründe Bakanlığımızın yaptığı ve yapmayı planladığı birçok çalışması bulunuyor. En önemli çalışmalarımızdan birisi; yüksek kapasite ve hızlı genişbant altyapılarının ülke geneline yaygınlaştırılmasına ilişkindir. 2017 yılında uygulamaya aldığımız, Ulusal Genişbant Stratejisi ve Eylem Planımız çerçevesinde çalışmalar belli bir plan dahilinde devam ediyor.  Bu planda, 2023 yılında tüm hanelere en az 100 Mbit/sn hızda genişbant erişimi sağlamayı, mobil genişbant abone yoğunluğunu yüzde yüze, sabit genişbant abone yoğunluğunu yüzde otuza ve internet kullanım oranını yüzde seksene çıkarmayı ve 10 milyon fiber aboneye ulaşmayı önemli hedeflerimiz olarak belirledik. Bu hedefler doğrultusunda genişbant internetin ve hizmetlerinin yaygınlaştırılması için çalışmaları sürdürüyoruz.

Çalışmalara devam ettiğimiz kritik öneme sahip diğer bir alan ulusal siber güvenliğimizin sağlanması konusundadır. 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile Bakanlığımıza verilmiş olan “politika, strateji ve hedefleri belirlemek”, “eylem planlarını hazırlamak” görevleri doğrultusunda önce Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve 2013-2014 Eylem Planı’nı yayımladık ve bu kapsamda ulusal siber güvenlik organizasyonumuzu oluşturduk. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumumuz bünyesinde faaliyet gösteren ve resmi açılışı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından geçtiğimiz Şubat ayında yapılan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezimiz (USOM) başta olmak üzere, Kurumsal ve Sektörel Siber Olaylara Müdahale Ekiplerinin (SOME’lerin) faaliyete geçmesiyle birlikte ulusal siber olaylara müdahale organizasyonumuzu şekillendirdik. Ardından hayata geçirdiğimiz “2016-2019 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı” ile de siber güvenlik risklerinin bertaraf edilmesi amacıyla, kritik altyapıların korunması, siber suçlarla mücadele edilmesi, farkındalık ve insan kaynağı geliştirilmesi, siber güvenlik ekosisteminin geliştirilmesi ve siber güvenliğin milli güvenliğe entegrasyonu konularında önemli adımlar attık. Olay müdahale ve koordinasyon kabiliyetlerimizin artırılmasına ilişkin çalışmalar gerçekleştirdik.

29 Aralık tarihinde de 2020-2023 dönemini kapsayan üçüncü Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’mız Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla yayımlandı. Siber tehditlerle; bir saniyenin, bir anın bile kıymetli olduğu mücadelemizi aynı kararlılıkla sürdürmek amacıyla, stratejimizi ve onu gerçekleştirmek için önümüzdeki dönemde atılacak adımları belirleyen eylem planımızı oluşturduk.

Strateji ve eylem planımızın hazırlık dönemindeki çalışmaları da oldukça geniş ilgili tüm paydaşlarla birlikte yürüttük. Bu çerçevede, önce kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör, akademi ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan 67 kurumdan 127 temsilcinin katılımıyla 19 Şubat 2020 tarihinde “Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı (2020-2023) Hazırlık Çalıştayı”nı gerçekleştirdik. Söz konusu çalıştay çıktıları ile Bakanlığımızca gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde, Strateji ve Eylem Planımızın taslağını oluşturduk. Taslağa ilişkin ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınmasının ardından da “Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı (2020-2023)” nihai hale gelmiş oldu. Strateji belgesi kapsamında ülkemizin önümüzdeki dönem içerisindeki hedeflerini belirledik ve 8 stratejik amaç odağında hayata geçireceğimiz eylem maddelerini oluşturduk. Tüm paydaşlarımızla iş birliği içerisinde gerçekleştirilecek çalışmalarla hedefimiz; bugüne kadar elde edilen kazanımların daha ileriye taşınması, siber tehditlerin etkilerinin azaltılması, ulusal kapasitemizin geliştirilmesi, güvenli bir siber ortamın oluşturulması ve Ülkemizin siber güvenlik alanında uluslararası seviyede en üst sıralarda yer alan bir marka olmasıdır.

Ben bu vesile ile, tüm bu hazırlık sürecine dahil olan paydaşlarımıza katkılarından dolayı şükranlarımı sunuyorum.

Yine çok önemli konularımızdan birisi Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) ile ilgilidir;

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler, toplumun ulaşım anlayışı ve tarzında yeni eğilimlerin ortaya çıkmasına ve beklentilerin oluşmasına neden oluyor. Ortaya çıkan bu eğilim ve beklentilerin karşılanmasında AUS önemli bir rol oynuyor. Türkiye’de pek çok kurum ve kuruluş da AUS ile ilgili farklı çalışmalar gerçekleştiriyor.

Bakanlığımız, bu çalışmalarda koordinasyon sağlamak amacıyla; AUS kapsamında politika, strateji, hedef ve yürütme esaslarının belirlenmesi ve uygulanmasını takip ediyor. Belirlenmiş standartların ülke genelinde kullanılmasını sağlama, söz konusu sistemlere ilişkin haberleşme altyapılarını yaygınlaştırma ve bu kapsamdaki uluslararası ilişkilerin yürütülmesi konularında da çalışmalar yürütüyoruz. Bu çerçevede akıllı ulaşım sistemlerine ilişkin 2014-2016 Eylem Planı hazırladık, devam eden süreçte 2020-2023 dönemini kapsayan bütüncül, etkin, ölçülebilir, uygulanabilir ve sürdürülebilir eylemlerin belirlenmesi çalışmaları yürütülecek, Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve 2020-2023 Eylem Planı’nı hazırlayarak yayımladık.

Eylem planında AUS Altyapısının Geliştirilmesi, Sürdürülebilir Akıllı Hareketliliğin Sağlanması, Yol ve Sürüş Güvenliğinin Sağlanması, Yaşanabilir Çevre ve Bilinçli Toplum Oluşturulması, Veri Paylaşımı ve Güvenliğinin Sağlanması stratejik amaçları doğrultusunda eylemler belirledik.

Bu eylemler ile; ulaşımda güvenliğin ve hareketliliğin artması ile trafik sıkışıklığının azalması ve trafik kazaları ile buna bağlı ölümlerin, yaralı sayılarının ve maddi kayıpların azalması, çevre kirliliğinin azalması, araç-araç, araç-altyapı, araç-merkez haberleşme sistemleri ile seyahat sürelerinin azaltılıp ulaşım kolaylığı sunması, millî ürünlerin geliştirilmesinin ve kullanılmasının desteklenmesini hedefliyoruz. 

Bugün ülkemiz gibi pek çok ülke 5G konusunda çalışmalar yürütüyor, yatırımlar yapıyor. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde dünyadaki aboneliklerin yaklaşık %20’sinin 5G abonesi olması bekleniyor. Dolayısı ile önümüzdeki 10 yıl biz daha çok 5G teknolojisini konuşacağız ve bizlerle birlikte makineler ve nesneler 5G üzerinden iletişim kuracak.

Bağlantılı dünyada hepimizi her gün “veri” üretiyoruz. Araştırmalara göre dünya verilerinin üçte ikisinin 5 yıl önce olmadığı, bununla birlikte veri hacminin 2025 yılına kadar 5 kattan daha fazla büyüyeceği öngörülüyor. Böylesi büyük veriden faydalanmak değer yaratmak günümüzün en önemli çalışma alanları arasında. Veriye dayalı karar alma süreçleri etkinliği ve verimliliği sağlarken, aynı zamanda bilinmezleri de bulmamıza imkân sağlıyor.

Tüm bu gelişmelerin odak noktasında ise 5G ve gelecekte 6G gibi mobil şebeke teknolojilerin olacağı çok açıktır. Yapay zekâ uygulamaları ile bu ivmenin daha da artacağını ve bu teknolojilerin yaşamımızın her yerinde yer alacağını şimdiden görebiliyoruz.

Tabi bu durumun bir taraftan zenginlik, refah anlamını taşırken bir taraftan da tehdit olduğunu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Bu gelişmelerin refah aracı olabilmesi teknolojiye bizim hâkim olmamızdan geçiyor, teknolojinin sadece kullanıcısı olduğumuz bir dünya, bizleri sadece rüya seviyesinde bir refaha kavuşturabilir. Uzun vadeli hiçbir ulusal menfaatimize faydası olmaz.

Bütün bunların bilinci ile biz teknolojiyi kullanan değil, teknolojiye yön veren bir ülke olma hedefi ile yolumuza devam ediyoruz. Attığımız adımların meyvesini görmek bir taraftan bizleri onurlandırıyor bir taraftan da çıktığımız yolda sonsuz bir rekabet ortamı olduğunun bilinci ile en ilerde yer alma heyecanı ile çalışmalarımıza 7/24 esasında devam ediyoruz.

Yaptığımız çalışmaların her birini uzun uzun anlatmaya gerek yok ancak;

  • 5G ULAK Baz istasyonumuz ve bu birikimle 5G’ye doğru yolculuğumuz,
  • Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G projesi kapsamında 5G’nin en kritik bileşenlerine yönelik devam eden projelerimiz,
  • Siber güvenlik alanındaki yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz hem BTK bünyesindeki hem de özel sektörümüzün dünyadaki rakipleri ile yarışan siber güvenlik yazılımlarımız,
  • En kritik çekirdek şebeke elemanlarından olan faturalama sistemleri, şebeke optimizasyon yazılımları, müşteri hizmetleri yazılımları gibi onlarca farklı kalemdeki şebeke yazılımları,
  • Şebekelerde abonelerin kullanımına sunulan ve sadece ülkemiz vatandaşlarına değil dünyaya ihraç edilen uygulamalar

emin adımlarla şebeke ve hizmetlerin yerlileştirilmesine yönelik çabalarımızın ürünüdür.

Bütün bunlar, adım adım 5G teknolojisini geliştirme çalışmalarımızın somut çıktıları. Bu vesile ile, 1 dakika boşa geçirecek zamanımızın olmadığının bilinci ile çalışmalarımıza devam etmemiz gerektiğinin özellikle altını çizmek istiyorum.

Siber güvenlik konusuna ayrı bir önem verdiğinizi biliyoruz. Bu konuda bugüne kadar yapılan çalışmalar ile Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı (2020-2023) kapsamında önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalardan bahseder misiniz? Ayrıca, Covid döneminde siber olaylarda tüm dünyada bir artış olduğunu görüyoruz. Bakanlık ve BTK olarak nasıl bir çalışma yürüttünüz? Hangi tedbirler alındı?

Günümüzde bilgi ve iletişim teknolojileri bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken, diğer taraftan söz konusu teknolojilerin ortaya çıkardığı riskler de gündelik hayatın bir parçası haline geldi. Bireyler, şirketler, kritik altyapılar ve devletler ciddi siber tehditler ile karşı karşıya kalırken, siber saldırılar da gün geçtikçe artıyor.

Bu nedenle, tüm dünyada milli güvenliğin bir parçası olarak kabul edilen ulusal siber güvenliğin sağlanması için çalışmalar yürütülüyor. Bu alandaki çalışmaları kapsamlı bir şekilde başlatan ilk ülkelerden biriyiz. 2013 yılından bu yana yürüttüğümüz çalışmaları sistematik bir çerçevede ele alıyoruz. Hayata geçirdiğimiz iki önemli stratejiden sonra şimdi üçüncü stratejimizi yayımladık.

Bu çerçevede, 8 stratejik amaç belirledik.

  • Kritik Altyapıların Korunması ve Mukavemetin Artırılması
  • Ulusal Kapasitenin Geliştirilmesi
  • Organik Siber Güvenlik Ağı
  • Yeni Nesil Teknolojilerin Güvenliği
  • Siber Suçlarla Mücadele
  • Yerli ve Milli Teknolojilerin Geliştirilmesi ve Desteklenmesi
  • Siber Güvenliğin Milli Güvenliğe Entegrasyonu
  • Uluslararası İş Birliğinin Geliştirilmesi

Bu amaçlar odağında yürüteceğimiz çalışmalarla, kurum ve kuruluşlarımız ile vatandaşlarımızın siber ortamdaki güvenliğini sağlamayı sürdüreceğiz.

Geliştirilen politika ve stratejilerin başarı oranı, doğru hedeflerin ortaya konması ve o hedeflere ulaşmak için gerekli faaliyetlerin süreklilik içinde yürütülmesine bağlıdır. Bu açıdan ülkemizin 2023 hedeflerine siber güvenlik alanında da ulaşmak için, eylem planı ile belirlediğimiz faaliyetler kapsamında çalışmayı sürdüreceğiz.

Bu çerçevede; elektronik haberleşme, enerji, bankacılık, sağlık ve ulaştırma gibi kritik sektörlerimizin ve altyapılarımızın 7/24 siber tehditlerden korunmasını sağlayacağız.

Siber olaylara müdahalenin olay öncesi, esnası ve sonrasını kapsayan bir bütün olmasından hareketle; proaktif siber savunma anlayışını geliştirmeye devam edeceğiz.

Kurum ve kuruluşlarımız bünyesindeki siber olaylara müdahale ekiplerimiz ulusal siber güvenlikte en ön safta mücadele ediyor. Bunun için bu ekiplerimizin organizasyon, insan kaynağı ve teknik kapasiteleri bağlamında yetkinliklerini daha da geliştireceğiz.

Ulusal seviyede siber güvenlik alanında en son teknolojik imkânlara sahip olacak ve ülkemize yönelik siber tehditlerle mücadeledeki etkinliğimizi artıracağız. Bunu yaparken de yerli ve milli teknolojileri geliştirmeye ve kullanmaya devam edeceğiz.

Kurum ve kuruluşlar arası veri paylaşımının güvenli biçimde sağlanması için mevcut altyapılarda ilave çalışmalar yürüteceğiz.

5G, yapay zekâ, nesnelerin interneti, blokzincir gibi yeni nesil teknolojilerin ülkemize güvenli bir şekilde adaptasyonu ve kullanımını sağlayacağız. Bu teknolojilerden siber güvenlik alanında da azami seviyede fayda sağlayacak çalışmaları ve projeleri hayata geçireceğiz.

Ülkemizdeki siber güvenlik ekosisteminin geliştirilmesini sağlayarak özel sektörümüzün dünya çapında söz sahibi olmasını sağlayacağız. Kamu, özel sektör, akademi ve STK’larla iş birliği içerisinde çalışmalarımızı yürüteceğiz. Bu alandaki yenilikçi fikirlere ve Ar-Ge faaliyetlerine yönelik desteklerle yerli ve milli ürün ve hizmetlere dönüşümünü gerçekleştireceğiz.

Siber tehditlerle mücadelenin en önemli parçalarından biri olan siber güvenlik farkındalığını toplumumuzun tüm kesimlerinde geliştireceğiz.

Ülkemizin ihtiyacı olan nitelikli insan kaynağını sektörümüze kazandırmak için yürüttüğümüz çalışmalara hız vereceğiz. Siber güvenliğin her kademesi için uzman personel yetiştirilmesini sağlayacağız.

Siber suçlarla mücadelemizin etkinliğini artıracak çalışmaları hayata geçireceğiz. Bu alandaki caydırıcılığı artırarak suçların en aza indirgenmesini sağlayacağız.

Ulusal ve uluslararası düzeydeki paydaşlarla bilgi paylaşımı ve iş birliğini sağlayacak mekanizmaları geliştireceğiz.

Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı (2020-2023) ile kritik altyapılarımız başta olmak üzere siber uzaydaki varlıklarımızın tehditlerden korunmasına ve siber olayların muhtemel etkilerini azaltmaya yönelik çalışmaları ilgili tüm paydaşlarla koordineli olarak gerçekleştirmenin azim ve kararlılığı içerisinde olacağız.

Siber tehditlerle mücadelenin strateji seviyesinde olduğu gibi teknik seviyede de yürütülmesi son derece önemli. BTK bünyesinde bulunan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM); siber tehditleri önlemek amacıyla alarm, uyarı ve duyurulara ilişkin faaliyetleri yürütüyor, kritik durumlarda yerinde müdahale ekipleriyle olayın kontrolünün sağlanmasında önemli bir rol üstleniyor.

USOM’da gerçekleştirilen çalışmalarımızı hızlandırılarak ve daha da fazla kaynak ayırarak somut önlemlerin devreye alınmasına devam ediyoruz. Sürdürülen çalışmalar ile ülkemizdeki kritik kurum ve kuruluşların tehditler ve zafiyetlere karşı uyarılması ve ilgililerce gerekli önlemlerin alınmasını amaçlıyoruz.

Siber güvenliğimizi büyük bir ekiple sağlıyoruz. Siber Olaylara Müdahale Ekipleri (SOME’ler), kurumların ve kritik altyapı sektörlerinin korunmasına yönelik USOM’un koordinasyonunda 7/24 görevlerinin başında yer alıyor. Teknik seviyede; USOM, Sektörel SOME’ler ve Kurumsal SOME’ler olarak şekillenen siber güvenlik yapılanmamızda, SOME İletişim Platformu’na kayıtlı 4000’den fazla siber güvenlik uzmanı, ülkemizin siber sahasını koruyor.

Siber güvenlik çalışmalarımızın bir sonucu olarak, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından ülkelerin siber güvenlik konusundaki olgunluğunu ölçmekte kullanılan “Küresel Siber Güvenlik Endeksi” verilerine göre ülkemiz 2018 yılında Avrupa’da 22’nci sıradan 11’inci sıraya, Dünya genelinde ise 175 ülke arasında 43’üncü sıradan 20’nci sıraya yükselme başarısını göstermiş bulunuyor. Başarımızın sürdürülmesi hedefi doğrultusunda, içinde bulunulan süreçten etkilenmeden, tüm çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz.

Covid-19 salgını ile mücadele sürecinde birçok sektör uzaktan çalışma teknolojileriyle çalışmakta, eğitim kurumları uzaktan eğitim platformları ile öğrencileri ile buluşmakta, e-ticaret sitelerine olan ilgi artmakta ve iş dünyasında toplantılar görüntülü veya sesli telekonferans uygulamaları ile gerçekleştirilmekte olduğundan bilgi ve iletişim altyapılarının kullanımı ciddi oranda artmış durumdadır. Bu süreçte ses ve internet trafiklerinde yüzde 15 ile yüzde 50 oranlarında artış yaşandı.

Bununla birlikte salgın sürecinde bilgi ve iletişim teknolojilerine olan ihtiyaç artarken siber güvenlik tehditleri de artış gösterdi. Bu kapsamda BTK bünyesinde faaliyet gösteren USOM aracılığıyla ek önlemler alındı.

Salgın sürecinde artan siber saldırılara karşı teyakkuz hali sürüyor. Tehdit istihbaratı çalışmalarında en çok bilinen konferans uygulamalarının sahtelerini tespit etmek için imzalar yazılarak tehdit avcılığı yapılmış, 209 adet sahte konferans uygulaması tespit edilmiş ve gerekli işlemleri hayata geçirilmiştir. Özellikle uzaktan çalışma yönteminin artmasıyla ilişkili olarak uzaktan yönetim servisleri (Remote Desktop vb.) taranarak bu servisler ve arayüzleri ile ilgili toplamda 17.250 adet zafiyet tespit edilmiş ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlara SOME İletişim Platformu (SİP) üzerinden ve resmi yazı ile gerekli uyarılar yapılmıştır.

Yapay zekâ kullanılarak Covid-19 virüsü ile alakalı alan adlarına yönelik taramalar yapılmaktadır. SİP üzerinden Covid-19 ile alakalı tehdit istihbarat raporu yayımlanmış, rapor içerisinde 42 adet zararlı yazılım incelemesi ve 569 adet zararlı yazılım bilgisi paylaşılmıştır. Covid-19 ile alakalı 814 adet zararlı dropper ve komuta kontrol merkezi engellenmiştir. Çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor.

Sosyal medya konusunda Bakanlığınızca son dönemde yapılan düzenlemeler ülkemiz gündeminde üst sıralarda yer aldı. Düzenlemenin amacını, vatandaşlarımız açısından önemini ve bu konuda özellikle sosyal ağ sağlayıcılara getirilen yükümlülükleri açıklayabilir misiniz? Şu an hangi aşamadayız? 

Son zamanlarda toplumu ve özellikle de çocuklar ile gençleri ve aileleri internet ortamındaki risk ve tehlikelere karşı korumak, kişilerin şeref ve itibarı ile özel hayatının gizliliğini güvence altına almak amacıyla ve internetin güvenli kullanımının sağlanmasına yönelik tedbirler alınmakta, internetle ilgili strateji ve politikalar geliştirilmekte, farklı biçimlerde de olsa giderek artan bir oranda internetle ilgili yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Örneğin başta Almanya olmak üzere Fransa ve İngiltere gibi bazı Avrupa ülkelerinde sosyal ağların düzenlenmesine ilişkin yasal düzenlemeler yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir. Bu düzenlemelerde, kişiler ve Devletler ile sosyal ağ sağlayıcılar arasında muhataplık ilişkisinin kurulmasının, temel çözüm olarak öne çıktığı görüyoruz.

Ülkemizde internet kullanıcılarının kişisel başvurularında veya kamu kurumlarının bildirimlerinde yaşanan zorlukların aşılması için sosyal ağ sağlayıcılarla muhataplık ilişkisi kurulması amacıyla bir Kanun değişikliği yaptık. Kanun hazırlanırken muhataplık ilişkisi kurulacak sosyal ağ sağlayıcılar bakımından Türkiye’deki kullanım yoğunluğu esas alındı.  Kanun kapsamına giren sosyal ağ sağlayıcılara, kişiler tarafından yapılacak başvuruları cevaplandıracak ve yetkili makamlarca gönderilecek tebligat, bildirim veya talepleri alacak ve gereğini yapacak yetkili bir temsilci belirleme yükümlülüğü getirildi. Temsilci belirleme süreci, kişilerin temel hak ve özgürlerinin korunması bakımından Devletin pozitif yükümlülüğü ile sosyal ağ sağlayıcıların bireylere sunduğu hizmetin devamlılığı arasında denge kurulması gözetilerek kademeli ve yargı denetimine açık bir yöntemle düzenlendi.

Sosyal medya platformlarına hangi yükümlülükler getirildi dediğimizde öncelikle, sosyal ağ sağlayıcılara Türkiye’de temsilci bulundurma yükümlülüğü getirildi. Buna göre, Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, en az 1 kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirlemekle yükümlü. İlgili düzenlemelerin uygulanması sürecini yakından takip ediyoruz.

Gençlerimizin ve çocuklarımızın eğitimine katkılarınızı ve verdiğiniz önemi yakından takip ediyoruz. “1 Milyon yazılımcı projesi” kapsamında da Bakanlık ve BTK olarak öncü rol üstleniyorsunuz. Bu konuda bilgi verebilir misiniz? Neler yapılıyor?

BTK ile Hazine Maliye Bakanlığı iş birliğinde gerçekleştirdiğimiz “1 Milyon İstihdam” projesi kapsamında online eğitimler BTK Akademi kanalı ile tüm katılımcıların hizmetine ücretsiz olarak sunuyoruz. Eğitim almak isteyen her katılımcı portale e-devlet veya 1 Milyon İstihdam sitesi üzerinden giriş sağlayabilecek ve her istediği eğitimi ücretsiz olarak alabilecektir. Proje kapsamında amacımız ülkemize yazılım teknolojileri alanında uzman kazandırmak. Yazılım teknolojilerinin her alanda her geçen gün çok daha fazla kullanılmasından kaynaklı, şirketlerin bu alandaki yetişmiş insan gücüne çok fazla ihtiyacı bulunuyor.

Bu kapsamda BTK Akademi Online Eğitim Platformunda katılımcılara sadece eğitim vermiyoruz aynı zamanda yazılım teknolojileri alanında oluşturulan 23 adet kariyer rolü ile onları bir adım daha öteye taşıyarak gelecekte yapmak istedikleri mesleklere adım atmalarını sağlıyoruz. Oluşturulan rollere ait online eğitimlerin yılsonuna kadar tamamlanmasını planlıyoruz. Platforma gelen katılımcılar istediği rolü belirleyerek eğitimlerine başlayabilecek ve tamamlanan eğitimlerin katılım belgeleri 1 Milyon istihdam tarafında yer alan özgeçmişlerine otomatik olarak kaydolacak.

BTK Akademi Online Eğitim Platformunda yazılım teknolojileri alanında 119 adet 57.221 dakika eğitim var. Eğitimler, profesyonel ekiplerce hazırlanarak her geçen gün kalite daha da artmaktadır. Yılsonuna kadar eğitim sayısı 150’ye, toplam eğitim dakikası ise 73.000 dakikaya çıkacak. “1 Milyon İstihdam” projesi 21 Nisan tarihinde Cumhurbaşkanımızın “Ulusa Sesleniş” konuşması ile duyuruldu ve o günden bugüne gençlerimizden yoğun talep oldu. Buradan gençlerimize de çok teşekkür etmek istiyorum. Şu anda BTK Akademi Online Eğitim Platformunda 562.873 kullanıcı var. Platforma sadece yazılımcı olmak isteyen gençleri değil her yaştan her meslekten her kesimi davet etmek istiyoruz. Yazılım da artık bir yabancı dil gibi zorunlu hale gelecek. İlerde tüm meslekler zorunlu olarak yazılım bilmek zorunda kalacak. Proje kapsamında hedefimiz 2023 yılına kadar 1 milyon yeni yazılımcı yetiştirmek.

Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yürütülen uluslararası faaliyetler hakkında bilgi verebilir misiniz? Ülkemiz bu faaliyetlerden ne ölçüde istifade ediyor?

Son derece dinamik bir sektör olan bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik doğru politikaların oluşturulması ve en uygun düzenlemelerin yapılması büyük önem taşıyor. Bilgi ve iletişim sektöründe küresel gelişmelerin yansımalarının en hızlı şekilde görüldüğü alanlar arasında öne çıkıyor. O nedenle uluslararası platformlardaki ilgili faaliyetlerin yakından takip edilmesini son derece önemli buluyoruz. Bu çerçevede sektöre yönelik uluslararası faaliyetlerin doğrudan içinde olarak, çalışmaları ülkemizin ve sektörümüzün menfaatleri doğrultusunda yönlendirilebilmeyi hedefliyoruz ve buna yönelik gayretlerimizi sürdürüyoruz.

Birleşmiş Milletlerin telekomünikasyon alanındaki uzmanlık kuruluşu olan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği-ITU’nun en önemli idari organı olan Konseyinde 2002 yılından beri aralıksız 5 dönemdir Batı Avrupa bölgesini temsilen üye olarak yer alıyoruz. Ülkemiz son olarak 2018 yılında yapılan seçimlerde 4 yıllık süre için yeniden Konsey üyesi olarak seçilerek ITU yönetiminde söz hakkı elde etmiştir. Bu kadar önemli bir görevi hiç ara vermeden 5 dönemdir üstleniyor olmanın sorumluluğu ile, ITU’nun gündemindeki çalışmalara aktif şekilde katkı sağlamaya devam ediyoruz.

Yine, müzakere eden bir aday ülke olarak, AB’nin elektronik haberleşme ile ilgili düzenleyici çerçevesini uyumlaştırmak, Birliğin gündemindeki konuları takip ederek ülkemizin bu alandaki çalışmalarında istifade etmek için AB çatısı altındaki faaliyetleri de yakından izliyoruz. Bu kapsamda, AB mevzuatının uygulanmasında ortak bir anlayış belirlenmesi amacıyla Avrupa ülkelerinin telekomünikasyon alanındaki düzenleyici kurumlarının oluşturduğu Bağımsız Düzenleyiciler Grubu-IRG’de üye olarak, Avrupa Elektronik Haberleşme Düzenleyiciler Kurumu-BEREC’te ise gözlemci statüde yer alıyoruz. 2016 yılında BTK Başkanlığı yaptığım dönemde IRG Kurulunda Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım. 2021 yılı IRG Kurulunda da yine aynı pozisyona aday olduk. İnanıyorum ki 2021’de yine başarıyla bu görevi yerine getireceğiz ve ülkemizin etkinliğini daha da arttırmış olacağız.

Son dönemde AB’nin gündeminde önemli bir yer tutan dijital platformların düzenlenmesine yönelik çalışmaları da çok yakından takip ediyoruz. Avrupa Komisyonu tarafından üzerinde çalışılan ve bu yıl sonunda kabul edilmesi beklenen Dijital Hizmetler Yasası (Digital Services Act-DSA) ile ilgili hazırlıkları ve BEREC altında bu konuda yapılan tartışmaları, değerlendirmeleri takip ediyoruz. Bildiğiniz gibi ülkemizde de bu konuda önemli düzenlemeler yaptık. Bu kapsamda, AB’nin bu konuyla ilgili bakış açısını ve düzenlemelerini de çok önemli buluyoruz.

Politika ve düzenlemelerimizin Birliğin elektronik haberleşme alanındaki düzenleyici çerçevesine yaklaştırılmasına yönelik çalışmalarımız da sürüyor. AB’nin elektronik haberleşme hizmet ve şebekelerine ait düzenlemelerin sayısal çağa uygun hale gelmesi hedefiyle 2018’de kabul ettiği ve 21 Aralık 2020’de üye ülkeler açısından bağlayıcı hale gelmiş olan Avrupa Elektronik Haberleşme Yasası-EECC’nin çok önemli unsurları bulunuyor. Rekabetin teşvik edilmesi, çok yüksek kapasiteli altyapı yatırımlarının arttırılması, 5G’ye yönelik hazırlıklar, spektrum düzenlemeleri, evrensel hizmet rejimi, son kullanıcının korunması gibi alanlarda birtakım esaslar belirleyen yeni AB düzenleyici çerçevesinin, önceliklerimiz doğrultusunda ülkemizin bu alandaki çalışmalarına ışık tutacağını düşünüyorum.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Bilgi ve iletişim sektörü diğer tüm sektörleri de etkiliyor, dönüştürüyor. Bu alana yapacağımız katkı ve yatırım diğer tüm alanları da doğrudan etkiler konumda. Biz de çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Ülkemiz için hepimizin yapacağı çok şey ver. Yeter ki güç birliği ile yüksek motivasyonla çalışmalarımıza devam edelim. Ülkemiz insanının güçlü potansiyeli, sarsılmaz azmi ve vatan sevgisi ile daha da güçlü Türkiye için yolumuza devam ediyoruz. Vatandaşımızın refahı, ülkemizin daha da ilerlemesi için atılan her türlü çabanın destekçisiyiz.

Bakanlık olarak Cumhurbaşkanımızın bizlere çizmiş olduğuMilli teknoloji hamlesi” vizyonu ile çalışmalarımızı güçlü bir şekilde sürdürüyoruz. Gelecek, yeniliklerle ve fırsatlarla dolu ve ayrıca hızla şekillenmekte. Bu yenilik ve fırsatları vatandaşımızın kullanımına en güvenli biçimde sunmak için iş birliği içinde hepimizin üzerine düşeni yapacağına inancım tam.