Dijital Biz Dergisi | Editör

Şenol VATANSEVER

Sihirli Kelime: “Empati”

 

 

 

Empati, Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlüğünde “duygudaşlık” olarak tanımlanıyor. Yani;

  1. Aynı duyguları paylaşma
  2. Kendini duygu ve düşüncede bir başkasının yerine koyabilme

Türkiye her alanda olduğu gibi bilişim sektöründe de 2016 yılından bu yana zorlu virajlardan geçiyor. Bu süreçte maalesef kimi şirketlerin iflas etmesine, kimi şirketlerin küçülmesine şahit olduk. Bazılarından belki haberdar bile olamadık.

Her zaman altını çizdiğim gibi geçen ayki yazımda da üretim, markalaşma ve ihracatın önemini ve beraberinde büyümeyi getireceğini vurgulamıştım. Tabi ki tasarruf da önemli. Ancak bu tüketimin kısılması gerektiği anlamına gelmiyor, en azından söz konusu olan yerli ürünlerse kesinlikle kısılmamalı diye düşünüyorum. Peki neden?

Kriz söylentileri çıkmaya başladığında şirketler belki de refleks olarak maliyetleri azaltalım, satış fiyatlarımızı artıralım, karlı işlere odaklanalım yaklaşımı sergilemeye başlıyor. İşten çıkarılacak personeller, üzeri çizilecek pazarlama, eğitim ve bilişim projeleri vs. hızlıca belirleniyor ve aksiyona geçiliyor. Bu çoğu zaman olası sorunların çözümüne katkı sağlamaktan ziyade yaraya tuz basmak sonucunu doğuruyor. Çünkü ortaya çıkan işsizlik, projelerin iptali sebebiyle hizmet sağlayıcı firmaların da aynı sarmala girmesi, onların da benzer tedbirler almaya çalışması, artan enflasyon, bazen devalüasyon, herkesin alım gücünün düşmesi, tedbir almaya ilk olarak başlayan firmaların ürünlerini satabilecekleri alım gücü olan müşterileri kendi eliyle yok etmiş olması vs. asıl kriz ortamını tetikleyecek unsurlar olarak karşımıza çıkıveriyor.

Demek ki maliyetleri azaltmaya çalışmanın -herkes aynı aksiyonları aldığında- makroekonomik etkileri pek de olumlu olmuyor. Üretimdeki ve ekonomideki harmoniyi olumlu yönde etkileyeceğini savunduğumdan yerli ürünlerin tüketiminin azaltılmaması, hatta ithal ürünlerin yerli ürünlerle ikame edilmesi gerektiğini ifade ediyorum. Her ne olursa olsun bence geç kalmış durumda değiliz. Olumlu adımlar görüyoruz ve güvenimiz daha da artıyor.

Şimdi gelelim sihirli bir kelime olan empatiye… 2017 yılı başında Vatansever Bilişim’i, 2017 yılı sonunda BİLİŞİM GRUBU’nu, 2018 yılı ortasında Bilişimciler’i ve nihayet 2018 yılı sonunda Dijital Biz Dergisi’ni kurduk. Bu süreçte yukarıda bahsetmiş olduğum harmoniyi dilimiz döndüğünce her ortamda anlatmaya ve yaşatmaya çalıştık. Bunu anlayamayan ya da anlamak istemeyen, hatta sabote etmeye çalışan kişilerle karşı karşıya geldiğimiz dönemler de oldu. Tuzu kuru olan arkadaşlarımız sıranın hiçbir zaman kendilerine gelmeyeceği inancıyla hareket etti. Kimileri aslında aynı gemide olduğumuzu bile unuttu. Şimdi bir kısmı maalesef acı gerçeklerle yüzleşmek durumunda kaldı ve “Niye insanlar bana empati ile yaklaşmıyor?” demeye başladı. Hala yüzleşmemiş olanlara kafalarını kumdan çıkarmalarını ve o koltukların sahibi değil, kiracısı olduklarının farkına varmalarını ve davranış tarzlarını kökten değiştirmelerini tavsiye ederiz. Ki bir gün -hiç arzu etmeyiz ama- benzer acı gerçeklerle yüzleşmek durumunda kaldıklarında kendilerine gerçekten destek olabilecek dostlar yaratabilmiş (!) olsunlar.

Herkesi sağduyulu olmaya, üretmeye ve yerli ürünleri tüketmeye davet ediyoruz. Aşılamayacak sorunlarımız yok, yeter ki birbirimize hiç olmadığımız kadar destek olalım. Güzel yarınlara hep beraber yelken açmak kendi elimizde…