Sağlıkta Dijital Devrim

 

Covid-19 sağlık hizmetlerinde uzun zamandır aksayan ve hasta bakımını merkezin dışında bırakan sistemlerin bir gecede dönüşmesini sağladı. Telesağlık, uzaktan teşhis, takip, tedavi, AR veya giyilebilir tıbbi cihazlar, yapay zekâ destekli entegre sağlık uygulamaları, ameliyat robotları, robotik cerrahi, veri analizi sağlık sektöründe devrim niteliğinde hizmetler arasında.

 

Covid-19’un yıkıcı etkileri, küresel ekonomide geri dönülmez değişiklere sebep oluyor. Covid-19’un yıkıp yeniden doğmasına neden olduğu sektörlerden biri de sağlık hizmetleri. Covid-19 başta kronik hastalıkları olan birçok insan için sağlık hizmeti alma konusunda hem belirsizlik hem de uzun zamandır beklenen değişikliği getirdi. KPMG, sağlık alanındaki dijital dönüşümü inceledi.

KPMG Türkiye İlaç ve Sağlık Sektör Lideri Şafak Erdur, sağlık hizmetlerinde anlayış değişikliğine neden olan pandeminin, sektörü yıkıcı şekilde dönüştürdüğünü söyledi. Hizmete erişimden, teşhis, takip ve tedaviye kadar bir dizi yeniliğin teknoloji desteğiyle bir gecede hayatımıza girdiğini vurgulayan Erdur, şöyle konuştu:

“Covid-19 krizinden alınan dersler rahatsız edici bir sonucu ortaya çıkarıyor; aslında gördük ki dünyadaki sağlık sistemlerinin karmaşıklığı, hasta bakımının ve bakımı iyileştirecek çalışmaların önüne geçmiş. Pandemi, tüm paydaşları sistemin aksayan taraflarının çok hızlı iyileştirilmesi için mecbur bıraktı. Şimdi dünyanın önde gelen sağlık sistemleri, yeni gerçekliğin bu iyileşmeden fazlasını gerektirip gerektirmediğini sorguluyor. Teknolojinin sunduğu imkanlar, sistem için hasta ve hasta bakımı odaklı olma fırsatını geri getiriyor. Araştırma gösteriyor ki, Covid-19’un sağlık sektöründe neden olduğu dijital devrimin sürdürülebilirliği yetişmiş insan kaynağıyla doğrudan ilgili. Sağlık sistemlerimiz teknolojiye ne kadar yaklaşırsa onu şekillendirmek için o kadar fazla insan yeteneğine ihtiyaç var. Sağlıkta dijital devrimin üç bileşeni teknoloji, zaman ve insan.”

Sağlık ekipleri yeniden yapılanıyor

KPMG’nin hazırladığı rapordan dikkat çeken başlıklar şöyle:

  • Covid-19, dünyadaki sağlık sistemlerinde uzun süredir gecikmiş değişiklikler için ivme sağlayacak. Sağlık hizmetleriyle ilgili yeni gerçeklik, Covid-19 sonrası dünyada birincil, ikincil, toplum sağlığı ve akut bakımı ele alacak şekilde bakım sistemlerinin yeniden tasarlanmasını gerektirecek.
  • Sağlık hizmetlerinde ekip olarak bakım hizmeti verecek meslekler arası bir işgücü talep edilecek. Ekibin daha kritik hizmetlere odaklanmasını sağlamak için sanal bakım dahil teknolojiden yararlanan güçlendirilmiş ön saha personelleri çoğalacak.
  • Sağlık hizmetlerinde ön sahadaki çalışan eksikliği sistemin en önemli zaaflarından biri. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), önlem alınmazsa 2030 yılına kadar bu alanda 18 milyonun üzerinde açık olacağını tahmin ediyor. Teknolojik değişimin hızıyla birlikte sağlık çalışanlarının ihtiyaç duyduğu beceriler de değişiyor. Artık daha fazla teknik adam yetiştirmek yeterli ve sürdürülebilir değil. Önemli olan donanımlı, teknolojiyi kullanan çalışanlar yetiştirmek.
  • Covid-19, sağlık hizmetleri sistemleriyle bunları destekleyen küresel tedarik zincirlerinin tamamını aksattı. Ayrıca çok uzun zamandır kullanılan ve alarm veren geleneksel kanalların değişimi için katalizör oldu. Örneğin, salgının başında ABD’de teletıp ziyaretleri yüzde 50 oranında arttı. Dünyadaki sağlık sistemleri, yeni kanallar aracılığıyla hizmet vermek, hastayı izlemek ve hastayı takip ederek entegre bakım sağlamak için dijital teknolojilerden daha fazla yararlanmaya başlayacak.

Sanal hizmetler arttı

  • Salgınla birlikte sağlık hizmetlerindeki boşluğu doldurmak için acele eden yeni şirketler, teknolojiden yararlanarak sanal hizmetleri artırdı.
  • Telesağlık hizmetleriyle durumu kritik olanlar ve diğer hastalar ayrı tutuluyor. Uzaktan tedavi gören hastaların süreci takip edilebiliyor. Hastalarla hastane dışında da iletişimde olmak hastaların tedaviye daha kolay erişme imkânı sunuyor, hastanelerin bakım yükünü azaltıyor.
  • Telesağlık altyapısı, giyilebilir tıbbi cihazlarla güçlendiriliyor. Giyilebilir tıbbi cihazlar pazarının 2026 sonuna kadar küresel ölçekte 29 milyar doları geçeceği tahmin ediliyor.
  • Telesağlık hizmetleri ve giyilebilir tıbbi cihazların entegrasyonu ile kullanıcıların kalp atış hızı, fiziksel aktivite seviyesi, uyku düzeni veya elektrokardiyogram (EKG) sonuçları takip edilebiliyor. Artırılmış gerçeklik (augmented reality) veya giyilebilir cihazlara entegre edilebilecek lidar kameraları, hastanın fiziksel değişimlerinin tespit edilmesine imkân sağlıyor.

Sağlıkta veri ve içgörü

  • Yeni teknolojiler benzeri görülmemiş ölçekte veri sağlıyor. Sağlık ve fitness aplikasyonlarının kullanımı 2015-2018 yılları arasında yüzde 330’luk artış kaydetti. Tüketiciye doğrudan ulaşan 325 binden fazla sağlık hizmeti uygulamasının 3 milyardan fazla indirildiği öngörülüyor.
  • Pandeminin ortaya çıkardığı bir başka gerçek, strateji oluşturmada ve alınacak her kararda içgörünün önemi. Sağlık sistemleri salgının başında küresel tedarik zincirlerindeki topyekün aksama ile boğuşurken ve sağlık merkezleri kapasiteyi yönetmek için çalışırken işleri düzene sokmak için veriyi kullandılar. Artan veri hacmini analiz ederek süreci yönettiler. Sağlık hizmetleri liderlerinin yüzde 71’i veri ve analitiğin önümüzdeki üç yıl boyunca yatırım önceliği olmaya devam edeceğini söylüyor.
  • Dijital devrimle ortaya çıkan yeni sağlık sistemleri, sonraki pandemilerle mücadelede acil müdahale refleksi gösterebilecek ve yıllarca ihtiyaca hizmet verecek. Aynı zamanda dijitalleşme sebepli önemli değişimleri karşılamak için dönüşüm imkânı sağlayacak.