Dijital Biz Dergisi

ALO 198 Veri Koruma Hattı Günlük 500, Aylık 12.000 Aramaya Yanıt Veriyor

 

İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB) ev sahipliğinde 6 Eylül Cuma günü Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir’in katılımıyla basın toplantısı düzenlendi.

 

Dijital Biz Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Şenol Vatansever‘in de katıldığı basın toplantısında Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir gündemdeki konular hakkında basın mensuplarını bilgilendirdi ve sorularını cevaplandırdı.

Bilir‘in konuşma metni:

Saygıdeğer Konuklar, Değerli Basın Mensupları;

Bugün İnteraktif Reklamcılık Derneği’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uygulamaları hakkında sizlerle bilgi paylaşmak amacıyla düzenlenen bilgilendirme toplantısına hoş geldiniz.

Sizleri şahsım ve kurumum adına saygıyla selamlıyorum.

Dijital çağ olarak da adlandırılan içinde yaşadığımız dönemde, neredeyse her gün yeni bir teknolojik gelişme ile karşı karşıya kalıyoruz. Dün kâğıt üzerinde gazete okurken, bugün gazetelerimizi internetten okuyoruz, alışverişlerimizi alışveriş siteleri üzerinden yapıp, ödemelerimizi ve bankacılık işlemlerini online olarak yapıyoruz. Bu sayede günlük yaşantımızda zamanımızın önemli bir bölümünü harcamamıza sebep olan işleri dijital ortamlarda çok daha kısa bir sürede gerçekleştirebiliyoruz.

Teknolojinin bu kadar hızlı bir şekilde gelişmesi bir taraftan hayal dahi edemeyeceğimiz yararlar sağlarken diğer taraftan kendimizle ilgili inanılmaz boyutta kişisel veri paylaşmamıza yol açıyor. Nesnelerin internetini konuştuğumuz, 5G teknolojisinden bahsettiğimiz, makinelerin öğrenmesi kavramını tartıştığımız, akıllı otomasyonu gündeme aldığımız bir çağda ‘imkânsız’ dediğimiz şeylerin ‘mümkün’ hale geldiğini görüyoruz. Yaşanan bu durum dijital dünyanın getirdiği kolaylıklardan faydalanırken aynı zamanda kişisel verilerin ve kişinin mahremiyet hakkının korunması gerekliliğini de gündeme getiriyor.

Verinin elde edilmesi, kullanılması ya da aktarılmasından kaynaklanan faydalar ile kişilerin verileri üzerindeki denetim hakkının sürekli bir çatışma halinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu itibarla, ilgili kişiler doğru zamanda ve doğru yöntemle işlenen kişisel veriler sebebiyle fayda görürken, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde yetkisiz kişilerin eline geçmesi sebebiyle de maddi ve/veya manevi zarar ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bahsettiğimiz bu faydaların elde edilebilmesi için bir denge gözetilmesi ve başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin de korunması gerekmektedir. Bu sebeple, son yıllarda kişisel verilerin korunması dünya gündeminde olduğu gibi ülkemizin gündeminde de önemli bir yere sahip olmuştur.

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI ANAYASAL BİR HAKTIR

Kişisel verilerin güvenliğinin öneminin artmasıyla beraber, kişisel verilerin korunmasına yönelik hukuki bir altyapının oluşturulması ihtiyacı doğmuştur. Bu kapsamda ilk olarak 2010 yılında gerçekleştirilen Anayasa değişikliği ile kişisel verilerin korunması anayasal güvence altına alınmıştır. Ardından 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunuyla bu alanda Ülkemizde yeni bir dönem başlamıştır.

KANUNUN AMACI

6698 Sayılı Kanunun temelde 2 amacı bulunmaktadır.

Bunlardan birincisi; özel hayatın gizliliği başta olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak,

İkincisi ise kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uymaları gereken usul ve esasları düzenlemektir.

Kanun aynı zamanda kişisel verilerin işlenmesine ilişkin denetim mekanizmaları getirerek, bu verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini engellemek suretiyle kişilik haklarının korunmasını hedeflemektedir. Kişisel verilerin, usul ve esaslara uygun bir şekilde işlenmesi ve ilgili kişilerin kendi verileri üzerinde söz sahibi olması, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun önceliklerinden biridir.

Kanun kişisel verilerin işlenmesini sınırlamamakta, tam tersine veri temelli ekonomide daha rekabetçi bir noktada olabilmek adına kişisel verilerin işlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir. Diğer bir ifadeyle, Kanunda kişisel verilerin korunması hakkı ile veri temelli ekonomi arasında bir denge tesis edilmesi gözetilmektedir.

KANUN KİMLERİ KAPSIYOR

Kanun kimleri kapsıyor diye baktığımızda bir tarafta, kişisel verileri işlenen gerçek kişilerin diğer tarafta ise kişisel veri işleme faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişilerin yer aldığı görülmektedir.

Dolayısıyla, Kanunun uygulaması bakımından kişisel verilerin korunması hakkının temel öğesi kişisel verisi işlenen gerçek kişilerdir. Önemle belirtmek isterim ki, Kanun tüzel kişilerin verilerini korumamaktadır.

Veri işleme faaliyetinde bulunanlar açısından ise gerçek kişi ve tüzel kişi ayrımına gidilmemiştir. Ayrıca, Kanunda veri işleyen aktörler bakımından özel sektörde faaliyet gösteren kuruluşlar ile kamu kurum ve kuruluşları bakımından da bir ayrım yapılmamış olup, öngörülen usul ve esasların tüm kurum ve kuruluşlar açısından uygulanması benimsenmiştir.

KİŞİSEL VERİ NEDİR

Kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. Diğer bir ifade ile bireyi diğer bireylerden ayırmaya ve niteliklerini ortaya koymaya elverişli her türlü bilgi kişisel veridir. Bu kapsamda, kimlik bilgilerimiz, sağlık bilgilerimiz, banka bilgilerimiz, konum bilgilerimiz, iletişim bilgilerimiz başta olmak üzere; kişisel tercihlerimiz, alışkanlarımız gibi kişiyi belirlenebilir kılan her türlü bilgiyi kişisel veri olarak adlandırabiliriz. Dolayısıyla, Kanunda hangi bilgilerin kişisel veri olarak kabul edileceğine ilişkin bir sınırlama bulunmamaktadır. Bu anlamda, Kanunda gelişen teknolojilerle türetilebilecek veri kategorilerini de düzenleyecek şekilde geniş bir kişisel veri tanımı sunulmaktadır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, Kanun koyucu bazı verileri niteliği gereği daha sıkı koruma altına almıştır. Özel nitelikli ya da hassas veri olarak ifade edilen bu veriler, başkaları tarafından öğrenilmesi halinde kişinin mağdur olmasına ya da ayrımcılığa maruz kalmasına neden olabilecek nitelikteki verilerdir.

Kanunda, hangi kişisel verilerin özel nitelikli kişisel veri olduğu ise tek tek belirtilmiştir. Özel nitelikli kişisel veriler; kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verilerdir.

Özetle, kişisel veriden söz edebilmek için, verinin bir gerçek kişiye ilişkin olması ve bu kişinin de belirli ya da belirlenebilir nitelikte olması gerekmektedir. Ayrıca kişisel veri, gerçek kişiye ilişkin olup, tüzel kişilere ilişkin veriler kişisel verinin tanımının dışındadır.

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI NEDEN ÖNEMLİ

Kişisel veriler, her şeyden önce temel bir insan hakkı olduğu için korunmalıdır. Bu çerçeveden kişisel verilerin korunması hakkı en genel şekliyle bireye, kişiliğine bağlı her türlü veri üzerinde tasarrufta bulunma hakkını verir. Kişisel verilere ilişkin hakkın korunması, kişilerin kişiliklerini özgürce geliştirebilmeleri, koruyabilmeleri ve özgür kişilerden oluşan bir toplum düzeninin yerleşebilmesi için gereklidir.

İkinci olarak gelişmekte olan e-ticaret ve başka pek çok ekonomik etkinlikte Ülkemizin rekabet gücünün artırılması kişisel verilerin korunmasına yönelik önlemler alınmalıdır.

Üçüncü olarak, yalnızda ekonomik açıdan değil, başka alanlardaki iş birlikleri açısından da kişisel verilerin etkin korunması gerekmektedir. Son olarak, bu konudaki bir düzenleme Türkiye’nin AB adaylık süreci açısından da bir gerekliliktir.

KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİNDE TEMEL İLKELER

Uluslararası belgelerde kabul görmüş ve pek çok ülke uygulamasına yansımış olan kişisel verilerin işlenmesine ilişkin temel ilkeler bulunmaktadır. Kanunda bu ilkeler 5 başlıkta sayılmış olup, tüm kişisel veri işleme faaliyetlerinde veri sorumluları bu temel ilkelere uygun şekilde hareket etmeleri gerekmektedir.

Bu ilkeler,

  • Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olma,
  • Doğru ve gerektiğinde güncel olma,
  • Belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenme,
  • İşlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma (veri minimizasyonu)
  • İlgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme

olarak sayılmıştır. Bu ilkeleri Kanunun olmazsa olmazı şeklinde nitelendirmek de mümkün.

Bu ilkelerden belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenme ilkesi ile işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma ilkesinin özellikle altını çizmek istiyorum. Amaçla sınırlı olma ilkesi ve veri minimizasyonu ilkesi olarak da nitelendirebileceğimiz bu ilkeler, kişisel verilerin elde edilmesi esnasında belirtilen amacı dışında kullanılmaması ve amacın gerektirdiğinden fazla veri tutulmaması gerekliliğine işaret etmektedir.

KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENME ŞARTLARI

Genel Nitelikli Kişisel Verilerin İşlenme Şartları:

  1. İlgili kişinin açık rızasının varlığı,
  2. Kanunlarda açıkça öngörülmesi,
  3. Fiili imkânsızlık,
  4. Bir Sözleşmenin Kurulması veya İfası,
  5. Veri Sorumlusunun Hukuki Yükümlülüğü,
  6. Kişisel Verinin İlgili Kişinin Kendisi Tarafından Alenileştirilmesi,
  7. Bir Hakkın Tesisi, Kullanılması veya Korunması,
  8. İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaati

Özel Nitelikli Kişisel Verilerin İşlenme Şartları:

  1. İlgili kişinin açık rızasının varlığı,
  2. Kanunlarda öngörülmesi, (sağlık ve cinsel hayat dışındaki kişisel veriler için)

Sağlık ve cinsel yaşama ilişkin veriler için;

Amaç bakımından sınırlama: Kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi

Kişi bakımından sınırlama: Sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından

Kişisel verilerin işlenme şartları, yani hukuka uygunluk halleri, Kanunda sınırlı sayıda sayılmış olup, bu şartlar genişletilemez.

KURUM FAALİYETLERİ

Değerli basın mensupları,

Kişisel verilerin korunması konusunda toplumsal bilinci arttırmak, farkındalık oluşturmak ve toplumda veri koruma kültürünün yerleşmesine yönelik olarak yaptığımız faaliyetlerden de kısaca bahsetmek istiyorum.

  • Hazırladığımız rehberler, broşürler, animasyon filmleri ile kamu spotunu kurum internet sitesi ile sosyal medyadan kamuoyu ile paylaşıyoruz.
  • Ülke çapında farkındalık toplantıları düzenliyoruz. Bugüne kadar toplam 24 ilde farkındalık toplantısı düzenledik ve düzenlemeye devam ediyoruz.
  • İstanbul’da geniş katılımlı 2 adet Kişisel Verileri Koruma Sempozyumu düzenledik.
  • Kamu Kurumlarına ve Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarına seminerler düzenledik.
  • Akademisyenlerin veya kurum ve kuruluşlarda görev yapan ve alanında uzman olan kişilerin katılımıyla, her hafta çarşamba günü Çarşamba Seminerleri düzenliyoruz.
  • Kurum olarak akademik faaliyetlere de önem veriyor ve bu faaliyetlerin teşvik edilmesi için çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Kişisel Verileri Koruma Dergisi de bu çalışmaların içerisinde yer alıyor. Dergide kişisel verilerin korunması, mahremiyet, veri koruma hukuku ve kişisel verilerin güvenliği ile ilgili konular ele alınmakta. Bu dergiyi yayımlamaktaki amaçlarımızdan biri de, kişisel verilerin korunması alanında çalışmalar yürüten akademisyenlere, meslek uzmanlarına ve konuyla ilgilenen herkese bilimsel nitelik taşıyan bir kaynak sunmaktır. 6 ayda bir yayınlanacak olan derginin ilk sayısını Haziran ayında yayınladık, 2 nci sayısı için çalışmalarımız devam etmektedir.
  • Çocuklarımızı ve gençlerimizi kişisel verilerin korunması ve mahremiyet konularında bilinçlendirmek için çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda okullarımızda “Kişisel Verileri Koruma Kulüpleri” kuruluyor ve 7 Nisan günü “Kişisel Verileri Koruma Günü” olarak kutlanıyor.
  • 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında; hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkeleri çerçevesinde kişisel veri işleyen veri sorumlularının kayıt olacakları Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemi (VERBİS)’ni kurduk. Faaliyetleri kapsamında kişisel veri işlemekte olan şirketler, kamu kurumları ile gerçek kişiler bundan böyle kişisel veri işlemeye başlamadan önce VERBİS’e kaydolmak zorundalar.
  • Kamuoyunu bilgilendirme faaliyetleri kapsamında ALO 198 Veri Koruma Hattı adı ile bir Bilgi Danışma Merkezi oluşturduk. Burada 6698 Sayılı Kanun ve ikincil mevzuatın uygulanması konusunda vatandaşlarımızdan gelen sorulara cevap vermenin yanı sıra kurum ve kuruluşlara da aydınlatıcı bilgiler vermekteyiz. Çağrı merkezinde, 25 kişiden oluşan bir ekip vatandaşlarımızdan gelen günlük 500, aylık 12.000 civarında aramaya yanıt veriyor.
  • Veri Koruma Gönüllüleri Projesini hayata geçiriyoruz.
  • Kurumumuzun yapmış olduğu faaliyetlerde çağdaş bir yönetim sistemiyle hizmet verebilmek, hizmet kalitesini uluslararası standartlara yükselterek daha yukarıya taşımak, Kurumun etkinliğini ve verimliliğini arttırmak ile bilgi güvenliği kültürünü oluşturmak amacıyla Kalite Yönetim Sistemi ile Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemini kurduk. Bu kapsamda, uluslararası düzeyde kabul görmüş olan Kalite Yönetim Sistemi ile Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikalarını aldık.
  • Kurumumuzun yetki ve görev alanlarına giren konularda Kamu Kurumları ve Üniversiteler ile bilgi ve tecrübe paylaşımına yönelik olarak iş birliği yapmaktayız.

ULUSLARARASI İŞ BİRLİKLERİ

Kurum olarak uluslararası gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Bu kapsamda, Almanya, Avusturya, İtalya ve İngiltere Veri Koruma Otoriteleri ile bir araya gelerek görüşmeler gerçekleştirdik. Avrupa Konseyi Toplantıları ile Uluslararası Veri Koruma ve Mahremiyet Otoriteleri Konferansına katılarak bilgi alışverişinde bulunduk.

Teknik Destek ve Bilgi Değişimi (TAIEX) bileşeni kapsamında Avrupa Komisyonu ile birlikte “Kişisel Verilerin Korunması Düzenlemeleri” çalıştayını Kasım ayında Ankara’da düzenledik.

Ayrıca kişisel verilerin korunması ve mahremiyet alanında çalışmalar yapan ve bu alanda üye ülkelerin veri koruma otoriteleri arasında iş birliği ve bilgi paylaşımına yönelik uluslararası bir organizasyon olan International Conference of Data Protection and Privacy Commissioners’a (ICDPPC) da üye olduk.

Brüksel’de 12 ncisi gerçekleştirilen Uluslararası Veri Koruma ve Demokrasi Konferansına (CPDP) katıldık. Mahremiyet ve veri koruma alanında çok önemli bir yere sahip olan konferansta dünyanın birçok ülkesinden gelen veri koruma kurumlarının temsilcileri, akademisyenler, avukatlar, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunduk. Kişisel verilerin korunması konusunda yeni sorunları ve eğilimleri tartıştık. Bunun yanı sıra Avrupa Birliğine üye ülkeler ile ülkemiz arasında veri akışının sağlanabilmesini teminen karşılıklı olarak güvenli ülke kabul edilebilmemiz için yürütülecek olan prosedür hakkında Avrupa Konseyi yetkilileri ile son derece verimli bir toplantı yaptık.

108 sayılı Avrupa Konseyi Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Kişilerin Korunması Sözleşmesi Danışma Komitesi’nin 45 inci Büro Toplantısına katılım sağladık.

Avrupa Birliği Kolluk Kuvvetleri İşbirliği Ajansı EUROPOL ile yürütülen müzakereler kapsamında Avrupa Birliği Heyeti ile Kurumumuzda görüşme gerçekleştirdik.

Bütün bu çalışmalarımız neticesinde diyebilirim ki, toplum olarak kişisel verilerin korunması açısından iyi bir noktadayız. Ama Kurum olarak temellerini atmış olduğumuz veri koruma kültürünü başta kendimiz olmak üzere çocuklarımıza, gençlerimize, özel sektöre ve kamu kesimine, bireysel, kurumsal ve toplumsal kültürün bir parçası olacak şekilde aşılamalıyız. Veri koruma kültürünün büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamalıyız.

Kıymetli Katılımcılar,

Dijital dönüşüm ile birlikte dünya yeni bir yöne doğru ilerlemektedir. İzleme teknolojilerinin hızla geliştiği bir dünyada bireyin mahremiyet hakkına saygının sürdürülmesi, yaşanabilecek problemlerin önüne geçilmesi ancak kişisel verilerin korunması anlayışının bir kültür haline getirilmesiyle sağlanabilir.

Aslına bakacak olursak kişisel veriler her zaman değerliydi. Fakat dijitalleşme ile birlikte kendine uygulama alanları bulan veri temelli ekonomi sayesinde bu değer yakından hissedilmeye başlandı. Öte yandan sosyal medya başta olmak üzere, birçok platformda profilleme, çerezler ve otomatik karar verme gibi teknolojilerin kullanılarak ilgili kişiler çeşitli konularda yönlendirilebilmektedir. Bu tür teknolojilerin yapı taşını ise kişisel veriler oluşturmaktadır.

Bu noktada kendimize sormamız gereken sorular şunlardır: Kişisel verilerimiz mi bizi yönetecek, yoksa biz mi kişiler verilerimizi yöneteceğiz? Paylaşımlarıma ben mi karar veriyorum yoksa manipüle mi ediliyorum? Evet, bunlar yanıtlamamız gereken son derece kritik sorular…

İçinde bulunduğumuz dijital çağın gereksinimlerini yerine getirmek durumdayız. Teknolojinin baş döndürücü bir hızla ilerlediği günümüzde sıradan tedbirler yerine çağın gereklerine uygun önlemler almak zorundayız.

Bu konuyla ilgili bir diğer önemli konu da farkındalıktır. Evet… Kanunu bileceğiz, haklarımızı bileceğiz ama asıl mesele ‘bilmek’ değil, ‘farkında’ olmaktır. Çünkü farkındalık, güvenliğin anahtarıdır. Kişisel Verileri Koruma Kurumu olarak bizler gittiğimiz her yerde Farkında Ol, Güvende Kal diyoruz ve bunun için web sitemizde farkındalık düzeyini artırmaya yönelik sahip olan video ve rehberler yayınlıyoruz.

Saygıdeğer Katılımcılar,

Kişisel verilerin korunması bağlamında teknoloji ve internet bağımlılığına da dikkat çekmek istiyorum. Teknoloji ve internet bağımlılığı, birtakım kişisel verilerimizi çevrimiçi ortamlarda hiç düşünmeden paylaşmamıza sebep olabilir. Bu da normal şartlarda paylaşmayı uygun görmediğimiz fotoğraflarımızı, konum bilgilerimizi ve benzer verilerimizi aleni hale getirebilir. Bugün için sorun teşkil etmeyen bir paylaşım, gelecekte o kişiyi mutsuz edebilir. Yani ilerisi de düşünülerek hareket edilmeli. Kendimizi ve yakınlarımızı teknolojiden değil ama bağımlılığından koruyalım. Özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi internet ve oyun bağımlılığının yıkıcı etkisine karşı tedbirler alarak koruyalım.

Bizim de kişisel veri güvenliği için gerçekçi yaklaşımlar ve çözümler üretmemiz gerekir. Teknolojiden, sosyal medyadan, uygulamalardan, inovatif yaklaşımlardan elbette faydalanacağız ancak bunları yaparken seçici olacağız ve kişisel verilerimizin güvenliğini gözeterek hareket edeceğiz. Sosyal medyada paylaşım yapmadan önce, bir uygulamayı indirmeden önce ‘’acaba ben doğru bir şey mi yapıyorum, kişisel verilerim, kişiliğim bundan zarar görür mü’’ diye kendimize sorular sormalıyız.

Bunun yanı sıra bazı önlemleri almak da yine bizim elimizde. Gizlilik ayarlarını ve güvenlik ayarlarını düzenlemek, güçlü parolalar oluşturmak, sosyal medyada bir fotoğrafı paylaşmadan önce düşünmek, uygulamaların istedikleri erişim izinlerini kontrol etmek, bunlar zor şeyler değil. Birkaç basit adımla, biraz dikkat ile birçok siber tehditten korunmak mümkün olabilir. Biz de o yüzden dedik ki; ‘’kişisel veri güvenliği, kişinin kendisiyle başlar.’’

Kişisel verilerimizin hayatımızı nasıl etkilediğini anlamamız gerekir. Bugüne kadar hepimiz kişisel verilerimizi düşünmeden paylaşmaya alıştık veya alıştırıldık. Bundan sonra ise verilerimizi kontrollü paylaşmaya alışacağız.

Sosyal medya akımlarına kapılarak o doğrultuda değil, kendi ölçütlerimiz, kendi değerlerimiz doğrultusunda paylaşımlar yapmalıyız. Bir de bunları kimlerin görebileceğini kendimiz belirleyeceğiz. Takipçi sayısı, beğeni sayısı kişisel verilerinizden, sizden daha önemli değil. Önemli olan sizsiniz, sizin kişiliğiniz.

Saygıdeğer Katılımcılar

Ülke olarak kişisel verilerin korunması noktasında kısa zamanda önemli mesafe katettiğimizi söyleyebilirim. Kanuna tam anlamı ile uyum sağlanması hukuki, teknik ve sosyokültürel boyutları olan bir süreci gerektirmektedir. Kişisel verilerin korunması konusunda, teknik ve hukuki olarak alınacak tedbirlerin önemi inkâr edilemez bir gerçektir.

Bu duygu ve düşüncelerle bu güzel etkinliğin hayırlı olmasını temenni ediyor, tüm katılımcılara şahsım ve Kurumum adına teşekkür ediyorum.”